28 Şubat 2012 Salı

Yetenek Bİzmİyİz?



Son zamanlarda bazı insanların gerçekten çok ayrı becerili , yetenekli olduğunu farkettim. Çevremde gördüklerim, duyduklarım, izlediklerim.. Mutlaka bende de vardır diyorum kendime :) bende de vardır bazı yeteneklerde keşfetmeye zaman yok :P

Anneannen mesela harika yemekler yapıyor :)  Ne koyuyor içine anlamıyorum ki karnıbahar yemeği o kadar lezzetli olsun ??
Büyük büyük nine (yani babanın anneannesi)  :) harika yastıklar örüyor akrabalarımıza , parayla satsaydı yaptıklarını çok para kazanırdı :)
Babaannen  büryanı her  defasında nasıl o kadar güzel pişiriyor ?
Reyhan halanın bana ördüğü  pembe şala ne demeli? ( Buarada o  senin, sana saklıycam )
Babanın bazen bir dahi olduğunu düşünüyorum, gerçekten.  :) Birgün "size bir program yazdım pc ye şu şu komutları girdiğinizde kendinizi Hawai Adalarında bulacaksınız " derse şaşırmıycam :))
Bu   bahsettiklerim yakın çevremiz.

Takip ettiğim bloglar, okuduğum  yazılar var mesela. Allahım o nasıl bir el becerisidir de 1 karış tüllerden çiçekler, etekler.. Mandallardan mumluklar, küçücük saksılar yapıyorlar.  Tablet bilgisayarı alıp dizinin üzerine 3-5 kalem dokunuşuyla o bayıla bayıla, hayranlıkla seyreylediğim çizimler ..


Müzik aleti çalanlar, incecik tığlarla dantel yapanlar, spor uğruna maratonda gibi hergün koşanlardan bahsetmedim henüz.. Pastahane ustası gibi renkli pastacılar, keçe süsleyenler. Hele ki o keçeciler :) (senin doğum günün için düşündüğüm keçeden yapılmış 10cm'lik bant için 25 tl isteyen ler !! )

Birde kendime bakıyorum.. Benim en büyük yeteneğim sizi çok sevmek galiba..

Baban ve Seni..

Bu yeteneğimle beni kabul gör olurmu ?


25 Şubat 2012 Cumartesi

Blogger Anneler Topluluğu


Blogger Anneler blog dünyasındaki anneleri biraraya getirmeyi hedeflemiş ve harika bir blog açmışlar. Ben henüz çok yeni bir blogcu olarak 100. kişi sıfatıyla Bu bloğu izlemeye aldım.   Ve kendi bloğumdan da duyurdum şuan itibari ile ..
 Birçok anne tanışıp kaynaşacak ve ortak fikirlere imza atacaklar belki de.. Kendilerini kutluyorum veee röportaj için  sıramı bekliyorum :)

21 Gün Kuralı ve Alıskanlık

Bugün; alışkanlıkların beynimizde 20 günde oluştuğunu ve 20 gün boyunca aynı şeyin yapan kişinin 21. gün de onu alışkanlık edindiğini okudum.. Bunu 21 gün boyunca tekrarlayarak zihnimize yerleştiriyormuşuz!!

Ne kadar da doğru dedim sonra.. Nasıl vardım bu kanıya? şöyle :

Elif Ada'yı ilk günlerden beri her akşam 21:30dan itibaren uykuya hazırladık.. Bu konuda annem en büyük yardımcı ve bilir kişi :) Şuan da bu nimetin faydalarını görüyorum , meyvesini yiyorum desem yeridir.. Çok şükür Elif  Ada uyku problemi olan bir çocuk olmadı bu zamana kadar. Her akşam mutlaka 21:30  ve 22:00da yatağındaolur. Ve bugün hala bu böyle devam ediyor. Tabi inşAllah herzaman böyle  olur.. :)

Sonra beslenmesi geldi aklıma.. Ada henüz 11 aylık. Belki ileride aslaa ve kat'a yemek istemediği şeyler olacaktır ve olduğunda da bu 21 gün kuralını deniyebilirim dedim. Hani az az başlayarak, günün aynı saatlerinde  2o  gün boyunca  yemek istemediği yiyecekleri  yedirebilirim.Abartmadan tabiii.. Kaş yapayım derken göz çıkarmak istemem. Bıktırmadan..!!!

Ben kendimi bildim bileli balık yemeği seven biri değildim. Çocukluluğumda da yemedim dolasıyla. Şuan bayılıyorum. (Bu konuda kayınvalidem ve eşime müteşekkirim) Ada'nında  fosforu bol olan bu nimeti çok sevmesini istiyorum. Ki ton balığı ve izgara  olarak vermeye başladık. Şimdilik yerken tuhaf bir hal  alsada yüzü sanırım severek yiyor :)

21 gün kuralını bir çok şeye uygulayabiliriz  bence.. Davranış, uyku, beslenme, beceri gibi gibi..
Demek istediğim şu ki : Bu kuralı beynime ve buraya not ettimki ihtiyaç anında yardımcım olsun..

Şimdi burdan çok bilmiş bilmiş konuşmuş olabilirim. İleride belki Ada beni 21 günde kendine benzetir..Yemek istemediği şeyleri bana yedirir, uyumak istemediği saatte beni uyutur!! Al anne sana 21 gün kuralı der :)

Ha haa!!! Olurmu olur.. :))


23 Şubat 2012 Perşembe

ELİF'İME

Sevgili Bebeğim;

Bebeklerin
annelerini seçtiklerine dair bir yazı okumuştum vaktiyle bir dergide. Gülüp
geçmiştim o zamanlar. Ama artık pekala mümkün geliyor bu fikir. Gökyüzünde
meleklerle yan yana oturup kainatın koca kataloğundan anneni seçerken düşlüyorum
seni. Önünde kocaman bir kitap açık duruyor. İçinde renk renk fotoğraflar. Her
bir fotoğrafın altında kısa tanıtım bilgileri. Melekler sabırla çeviriyor
sayfaları. Sen alıcı gözle bakıyorsun tek tek tüm adaylara.
“Bu değil..” diyorsun. “Yok bu da değil..”

Ne doktorlar, ne mühendisler, ne ev hanımları, ne iş
kadınları geçiyor gözünün önünden. Geçit töreni gibi. Hiçbirine alaka
duymuyorsun. Oysa oldukça iddialı anne adayları var içlerinde. İşini iyi yapan,
sevgi dolu ve hayli marifetli kadınlar bunlar. Sen gene de oralı olmuyorsun.

Derken yeni bir sayfa açıyor yanındaki tombul melek ve
benim resmim çıkıyor karşına. İyi bir fotoğrafım değil bu. Saçlarımı
beceriksizce toplamışım(...) Altında
tanıtım bilgilerim. Muhtemelen şöyle yazıyor:

"Kafası karışık, hayatı düzensiz, henüz tam olarak
kendini bulamamış, arayış halinde...

Sen minicik parmağını benim resmime doğru sallayarak,
 “Hah, bak bu eğlenceli olabilir..” diyorsun meleğe. “Şuna
biraz yakından bakayım.”
Nasıl ve niye kâinatın onca başarılı anne adayı arasından
beni seçtiğini bilmiyorum. Belki de çılgın bir kızsın sen. Dört dörtlük bir
anneyi sıkıcı buluyorsun. Ya da beni benden iyi tanıyorsun şimdiden. Bendeki
potansiyeli görüyorsun. Eksiklerimi, zaaflarımı aşmama, hatalarımı düzeltmeme
yardım edersin. Rehberim olursun, en güzel öğretmenim.

Dedim ya, niye nasıl beni seçtiğini bilemiyorum. Ama bir
şeyi bilmeni istiyorum:
Sana müteşekkirim. Seçiminle onurlandım. Gururlandım.
İnşallah hayatta hiçbir zaman, “Ulan o koskoca katalogdan bula bula bunu mu
bulmuşum. Başka birini seçseydim keşke..” dedirtmem sana. Seni mahcup ederim
diye ödüm patlıyor.
 ( Elif ŞAFAK/ Siyah Süt kitabından alıntıdır)

22 Şubat 2012 Çarşamba

Anneler Çocuklarını Çok Özler..

       Bazı nedenlerden  dolayı bazı zamanlar anneler işten eve geç dönerler! Ama bu geçmek bilmeyen eve dönmemiş olma döneminde hep ve tek aklında olan şey evleridir, çocuklarıdır.

    

 Şuan bir an önce evimde olmak istesemde olamamanın verdiği o gıcık sıkıntıyla yazıyorum bunları.. Uzun çalışmanın, yorgunluğun, senin özlemenin verdiği boğazıma takılmış balık kılçığı hissiyle yazıyorum.. Yazdıkça daha çok özlüyorum!! Susuyorum..

14 Şubat 2012 Salı

İlk Adımlar

Cumartesi akşamı işten geç çıktığım için eve geç gittim.. Dolayısıyla içim buruktu geç kaldığım için.. Malesef istenmeyen sebeplerden dolayı..

Kapı zilinin sesini duyduğu anda kulak kabartır Elif Ada.. Gözler kapıdadır ve birinin içeriye giriceğini tahmin eder.. O akşamda öyle oldu ve beni kapıda gördüğü an yüzünde güller açtı resmen, iki dişini çıkararak..
Canım kızım benim..
Sevgi yumağı halinde birbirimizi sarıp sarmalarken anneannesi Adanın yürümek istediğini söyleyince hemen aldık gardımızı :)


Adacık cumartesi akşamı 3 adım yürüdü..
Yürüteçsiz ve desteksiz ilk adımlarını attı...İçimde havai fişekler patladı rengarenk :) Öyle mutlu oluyorum ki  O'nu büyürken gördükçe...


Koşup,yürüdüğünü görmek istiyorum biran önce..

Beni oda da değildi kapıda karşıladığı günler meselaa :))

10 Şubat 2012 Cuma

Gamze Anne

Aslında bambaşka şeyler yazmak için geldim bloğa.. Bu hafta taşındığımızdan bahsedecektim mesela..Taşınırken yağan yağmurdan, soğuktan, sıkıntıdan.. Eşimin strese girip  taşınıp yerleştikten sonra evi beğenmemesinden....

Ama vazgeçtim..
Şimdi yazmak istediklerim bunlar değil... Dünden beri okuduğum yazılar..   Dualar..   "Gamze Anne"  :( (      Tüm dualarım O'nunla..  Allahım O'nu önce evladına kavuştursun diye dua ettim..  Yazılarını okudukça okudum.. Küçüldükçe küçüldüm kendi içimde. Hatta post attım O'na.. Umarım iyileşip okur..

Ben henüz çok yeni bir blogcuyum.. Sesim ne kadar duyulur?.. Kim dinler kim okur bilmiyorum ama yine de yazıyorum...

GAMZE AKBAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi. Oda numarası 4865 Hematoloji Servisi, Onkoloji 1. katta. Kan kanseri ve  kemoterapi görüyor. Bu süreçte trombosit ihtiyacı var.. İnşAllah ona uygun olan trombosit bulunur.




Umarım benim ve O'nun için dua eden herkesin duası kabul olur.. Evladına, çok sevdiği eşine ve ailesine kavuşur..


Meğer ne kadar basitmiş dedim herşey ve de ne kadar zor. Meğer ne kadar boşmuş dedim herşey ve de ne kadar dolu.. Gündelik hayatın içinde, para kazanmak için yapılan savaşlar  ne ki? Ne kadar boşmuş yeni alınan perdeler, komşunun eski saç rengi, diğerinin arabası, ötekinin eltisi, kayınvalide çilesi? Dışarıda ki soğuk, yağan yağmur, ayaz ne ki  sadece sağlık isteyen bir annenin duasının yanında?

Ben nasıl şükür edip dua etmem GAMZE ANNE   için?


Allahım ne olur dualarımızı kabul et... Lütfen evladını anneye anneyi evladına bağışla... 

4 Şubat 2012 Cumartesi

Yarın Pazar.. Bizim Günümüz

Bizim en çok sevdiğimiz gün.

Adayı alıp bu geceden doğruuu babaannemize gidicez. Çünkü çok özleştik :) Çünkü babaannemiz 2 haftadır halamızın ameliyatında yanında bulunmak için Karamandaydı..Görüşemedik. Hasret gidermeliyiz..

2gün önce yağan kardan sonra bugün güneş azıcıkda olsa içimi açtı.. Umarım yarın daha çok gösterir kendinide daha da açılır içimiz.. Babaannemizin çiçekli balkonunda kurumaya bırakılmış karpuz çekirdekleri gibi serpicem kendimi ve Elif Ada'yı :)



                                                      Herkes için güzel pazarlar olsunn...

1 Şubat 2012 Çarşamba

HASTALIK

Ben faranjit ve grip. Ada bronşit başlangıcı..

Senfoni gibi öksürük sesleri. Masada ilaç şişeleri. Ki ilaç en son çare derken malesef  kullanıyoruz,  ihtiyaç halinde de alıyoruz. En azından Ada ya antibiyotik vermiyoruz.

İliklerime kadar hissettim kışı.. Güzel kızım iyi olsun ben hasta olmaya razıyım.. Çocukların hastayken huyları değişiyor diyorlardı, doğruymuş. Ada bazı geceler ağlayarak uyanıp eliyle kapıyı gösteriyor. Bir iki tur atıyoruz salonda, su içip uyumaya çalışıyoruz tekrar.

Tabi uyuyabilirsek!


Bu kış  ardarda ikinci gribim ve bu kez faranjitle beraber. Elimi boğazıma kadar sokup kaşımak istiyorum. Boğazım, kulaklarımın en içleri çok kaşınıyor. Ağrısı  ve acısı cabası.. Bir yandan hapşuruk trafiği, öte yandan kuru öksürük.
.
En çok korktuğum durum benden tekrar Ada ya grip geçmesi. Zaten şuan ki hastalığı benden geçen griple çıktı.. Çocuğum öksürmekten ağlıyor kimi zaman. O kadar üzülüyorum ki... Bir an önce iyileşsin istiyorum..

KIZIM BÜYÜYOR

Lilypie Premature Baby tickers