29 Kasım 2012 Perşembe

Ben Yenge Oluyorum :)

Evet. 
Gerçekten.
Burada benim yenge olmam dan çok Derya'nın Anne olacak olması  daha çok mutlu ediyor beni.
Dünden beri uçuyorum sevinçten
Ada'nın en küçük halası anne olacak,
ben yenge, Ada abla :), Halil tekrar dayı olacak.

Kızkardeşim gibi sevdiğim, bildiğim, asla ayırmadığım,
görümce kelimesini hiç yakıştıramadığım 
güzel öğretmeniz anne olacak Allah'ın izniyle.

Bunu ilk öğrenenin de benim olmam
çok özel kıldı ruhumu :)

İki büyük halamız daha var çok sevdiğimiz. Ve ikisininde kızları birbirlerine çok bağlılar. 
En küçük tatili fırsat bilip görüşüyorlar. Biraraya geldiğimizde hep yanyanalar.
Harika bir bağ var aralarında.
Ve ben onların bu sevgilerine hep hayrandım.

Ada kuşum onlardan çok küçük. Malesef o bağa nail olamıyor henüz.
Ama eğer dün ettiğim dua kabul olursa :) Önce sağlık tabi.
(inşallah kabul olur :) )
Ada kuşumda belki kuzenleri gibi olacak Derya Halasının kızıyla  :)
Evet duam bu.
Hayırlısı inşallah. Sağlıkla gelsin
minik bebeğimiz - kızımız

Amin, amin, amin

Derya ve Ada ve de ben :) Derya'nın kına gecesinde.. Ada henüz kel iken :)



 

28 Kasım 2012 Çarşamba

Kreş Konusu

Son zamanlarda sık sık düşündüğüm bir konu bu.
Kızıma çok şükür doğduğundan bu yana anneannesi baktı, büyüttü, besledi. Bu konuda şanslıyım.
Ama anneannenin omuzlarından yükü almak için ve de Ada'ya da  iyi olacağını düşündüğüm için kreş arayışına girdim bu günlerde.
Enazından şimdilik yarım gün kreşe göndermeyi düşünüyorum. Sabahtan uykusunu alıp kahvaltısını yaptıktan sonra kreşe gitmesini istiyorum.
İstiyorum çünkü;   kreşe başlarsa  birçok arkadaşı olacak. Sosyal olacak. Değişik aktiviteler öğrenecek. Ortamı değişecek. Öğleden sonraları artık daha değişik geçecek. Hem evinin dışında olduğu için oyun, eğlence, paylaşmak, arkadaş edinmek onu daha çok geliştiricek!

Bunları istiyorum ama onlarca soru işareti  var aklımda!
Ağlarmı? Mutsuz olurmu ? Korkarmı? Kendini güvensiz hissedermi ? Benim aklım onda kalırmı?
Gibi, gibi, gibi...... Bugün bunu araştırdım, soruşturdum.
Bir anne arkadaş -20 aylık oğlunu daha erken kreşe göndermediği için pişman bile olduğunu yazmış. Öyleki çok faydasını görmüş çocuğunda.
Başka bir anne -kızının uykularının kreş sayesinde düzene girdiğinden bahsetmiş.
Süt annemiz Özben'in oğlu Umut Can 'ın gittiği kreşi düşünüyorum. 
Umut Can kreşe gitmeye başladığından buyana konuşma yönünden çok gelişmiş. O'da 2 yaş öncesi başladı kreşe. Aynı kreşe çok yakın bir arkadaşımın 4 yaşındaki oğluda gidiyor. Berke'nin annesi de çok memnun  kreşten.
Kreşin müdüre hanımıyla telefonda görüştüm. İlkgünlerde olabilecek sıkıntılardan bahsetti biraz. Alışma dönemi. Hatta 2 yaşında bir öğrencilerinin annesinin telefonunu gönderdi mesajla. Görüşüp konuşmamı istedi. Çünkü o anne arkadaşta benim gibiymiş (Benim gibi kararsızmış ve benim gibi emin değilmiş ve kendisi ev hanımıymış).

Haftasonu Ada'yı alıp kreşe gitmeyi düşünüyorum. Enazından orayı görmek, tanışmak için...........................



-Yazmışım dün, 
bugün ise henüz erken olduğunu düşünüyorum. 24 aylık olsun bari diyorum, mesela seneye yaza.
Sanırım Ada kreşe hazırmı diye düşünmek yerine ben hazır mıyım acaba ? demeliyim!

Ben çok kararsızım galiba! :/

 
Bayıldım bu tabloya!           




görsel: google

23 Kasım 2012 Cuma

Alim Ol İnşallah

Dün Hepatit A aşımız vardı. Beni yine günler öncesinden sıkıntısı sarmıştı. 
 Tam da tahmin ettiğim gibi bol ağlamalı geçti. Hiç şaşırmadım. 
Daha kapıdan girdiğimiz anda başladı. Neler anlattıysamda engel olamadım. 
Tartıda, boyunun ölçülmesi sırasında, abeslang ile boğazına bakarken feryat figan.
Doktorumuz kilosunu ölçerken "sana yetişemeyeceği kadar uzakta dur şimdi" dedi bana.
Ben uzaklaştım ama ağlaması dinmedi tabi. 
Nasıl üzüldüm o an. Ah be miniğim....
-Aşısı yapılana kadar hiç canı yanmıyor dedi doktor. Ama ağlayarak seni ele geçirmek istiyor Ada şuan.
Sen onu susturmak için yanında oldukça o daha çok tepki gösteriyor dedi.
Doktor bunları söyledi de onu sen gel benim içime anlat!
Çıkarken bu kez bir kalem ve mama dergisi aldık, doktor bize balon verse de.
Ada kuşum kalemi görünce tamamen sustu. Yine -bitti bitti dedi içini çekerek..
İşyerinden kısa bir zaman için izin almış olsamda eve dönerken söz verdim, parka götürdüm.
Nasıl sevinçli nasıl mutlu. Sanki   az önce çılgın gibi ağlayan çocuk o değil! 
O güldükçe benim içimde çiçekler açıyor.
Ama başka birşey oldu dün, benim asıl hoşuma giden.

Dün kay kaydan yalnızca bir kez kaydı.  Elinde kalem ve dergiyle.
Çok sevdiği sallanan tavşanın yanına bile gitmedi. Koşmadı, oynamadı. Dönen atları görmedi.
Çünkü kalemini bir an olsun bırakmadı.





Ver kalemini kaykaya gidelim dedim kaç kez. Kalemi parka tercih ediyordu.
-Güneş güneş diyip karalamaya devam ediyordu. ☺ Durdum, izledim sadece.

Alim ol inşallah diye dua ettim. Güzel şeyler yaz, çiz, öğren, öğret!



19 Kasım 2012 Pazartesi

Uyku Tulumu Hakkında

Az sonra bir annenin uyku tulumu ile imtihanını okuyacaksınız!
Uzun zamandır aklımda olan, havaların soğumasıyla daha da derinleşen bu konu ile ilgili..
  Dün akşam iş çıkışı tamamen tesadüf bebek&çocuk eşyaları satan bir mağaza da tam Elif'ime göre bir uyku tulumu gördüm. Fiyatınında 20 tl olduğunu duyunca önce kararsız kalsamda satıcı bayanın bir anneanne olduğunu göz önünde tutarak aldım! Gayet güzel, yumuşak ve sıcacık tutacağıma söz veriyorum diyen bir tuluma benziyordu! 
Gerekli temizlik işlemlerinden sonra bu akşam giydirdim! 
Sırasıyla bir askılı atlet, bir uzun kollu body, penye bir eşofman altı ve çorapla.
Çoraplarını uykuya tamamen daldıktan sonra giydirdim.
 Sırtını rahat ve istediği gibi kaşıtamayınca -ayya (Bknz: Ada'lopedi de ayak) dedi.
Ayaklarını kaşıyordumki -arka dedi :)
Bülbülüm benimm:)
Neyse kendi yatağına yatırmadan sırtını kontrol ettim hafiften terlemiş.
İşte sıkıntım da burda başladı. Çok mu giydirdim?
İyi ce rüyalara dalmadan çıkarsam mı?
Bizim ev kaç derece acaba şuan derken daha çok kararsız kalınca kendi yatağına aldım. Üzerini örtmedim.
Ve bu yazıyı yazarken ikide bir kontrol ettim. Halâ hafiften terli ve açıkçası şuan çok derin uyuduğu için sırtını çevirip kontrol edemiyorum!

Tüm tecrübeli annelerden acilen yardım bekliyorum.
Anneleriiiinn Gücüüüü Adınaaaaa....

Notun Dibi:     Satıcı bayan bir anneanne ve bana içine sinmezse geri getir  iade  alırım dedi.  Geri götürmekten değil bu tulumu giydirmek istiyorum ben!


Edit: Ne kadar belli olur bilmiyorum ama fotoğraf ekledim.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Kaçtı..


Dün, bu mevsimin son "park havası" olan pazarıdır belki dedim ve sabahtan bir posta öğleden sonra bir posta Ada'yı  parka götürdüm. Gün içinde iki defa parka gittiği için şaşırdı sanırım.
Biraz soğuk olsada güneş vardı. 

Benim dudu dilli kızım son zamanlarda bayaa dillendi. Nasıl güzel şeymiş birbirimizi daha iyi anlamak!


Büyük bir sevinçle gökyüzündeki bulutları  gösterdi -buğuut, buğut- diyerek.

Eve dönüşte bu kedileri gördük. Düştük peşlerine, yakalamaya çalıştık.
Yakalayamadık. Çünkü Ada dedi ki: 

-Kaçtııı :)


8 Kasım 2012 Perşembe

Hoşgeldin Kış Baba



Ben çok üşüyen biriyim. Bu gün -sonunda- ha geldi ha geliyor derken kışı baya hissettim.
Kayınvalidem de üşür. Gelin kayınvalide toprağından olur derler. Katılıyorum :)
Yazı çok seviyorum. Şimdiden özledim hatta.
Klasik ama kış mevsimi de bir başka güzel.

Sanırım dün akşam ki park gezmemiz sondu. Ada kuşum hayli özleyecek
Oysa ki dün akşam ilk defa yüzüstü yatarak kaymayı öğrenmişti kay-kay dan.
Havaların güzel olduğu her pazar götürmeliyim diyorum şimdi.
Unutmasın yeni eğlencesini!
Kış baba geldi. Neyseki biz hazırız :) 

Gelebilir ! 


































5 Kasım 2012 Pazartesi

Uyusun da Büyüsün



































Henüz profosyonel bir fotoğraf makinam olmasa da fotoğraf çekmeyi çok seviyorum.
Ada doğduğundan buyana  sayısız fotoğrafını çektim/çektik. Bazıları var ki onları ayrı seviyorum.
Dün itibari ile bu fotoğrafta o ayrı sevdiklerimden bir tanesi oldu. 

Uyudu, biraz daha büyüdü.
Babası bizi  balık yemeğe götürdü. Öncesinde topraklarla oynadı yine. Enerjisini attığından olsa gerek ilk defa dışarıda yediğimiz bir yemekte 20 dakika kadar masada oturup yemeğini yedi! 
Anne şaşkın baba mutlu :)

Buarada hafta sonu güzel geçince Pazartesi Sendromu diye birşey olmuyor. 
Güzel bir hafta olsun.

Notun Dibi: Dünkü yemekte Halil bana söz verdi. Benimde profosyonel bir makinam olacak o_O 

1 Kasım 2012 Perşembe

Hayvanlar Alemi

Bayramda 4 gün tatil olunca son gün İzmir Sasalı'da ki Doğal Yaşam Parkı'na gittik.

Şansımıza hava zaman zaman rüzgârlıda olsa yağmur yoktu. Çok güzel bir yer. Lütfen web sitesini  ziyaret edin. Tüm parkı yürüyerek 3 saatte bitirebiliyorsunuz geziyi :) Biz galiba 2 saat dayanabildik.

Ada kuşum bir çok hayvanı tanıyor, biliyor.  Hem hayvanları daha yakından görsün hemde güzel bir gezi olsun diye düşündük. Anne kişisi olan benim ara ara şiddetli bunalıma girmeme sebep olsa da ziyadesiyle güzel bir gün geçirdik.

Puş (kuş), Milaav (kedi), Pil (fil), at, köpee (köpek), ayı, aşlan (aslan), leyle (leylek), balık, öğdek (ördek), papumba (kaplumbağa), deve, geyyi (geyik), şiyek (sinek) veee en çok sevdiği söylemesine bayıldığımız züyaşaşa (zürafa)
Çok seviyor züyaşaşaları. Bayramlığında da züyaşaşa vardı bu sene :D Tesadüf denk geldi.

Günün hangi saati sorarsak soralım nereye gittik diye ilk cevap her daim -pataa oluyor. Bizde al sana park dedik o gün. Sabah 9: 15 de uyanıp tüm gün uyumayınca bir ara uykusuzluktan iyice sapıttı. Pusetinde uyutmaya çalıştım ama olmayınca daha fazla zorlamadım! Birara ana-kız iyice saçmaladık. 

Fotoğraflara televizyondan bakıyoruz akşam evde. Tekrar soruyorum hayvanları hepsini söylüyor. Hatta 2-3 tane leylek vardı. -Bak Ada  bu annesi bu kızı dedim leylekleri gösterirken.  Akşam da fotoğraflara bakarken yine gıjıı gıjıı diye sevindi yavrum  leyleklere :) 


Fotoğraflara bakarak bu bol eğlenceli(!) günü bir kez daha yaşayalım :D 
Buyrun:


 

 Tüm gün böyle yerlerde toprakla haşır-neşir olmak istedi. Bayram diye bolbol eğlenip enerjisini atsın dedik :P

Tropik Merkez diye bir bölüm var. Bu balık  arkadaşlar o bölümde. Ama içerisi aşırı nemli ve kalabalıktan olsa gerek bir hayli sıcaktı. Sadece balıklara bakıp çıktık.

İzmir isimli fil ve annesinin evi burası :)

İzmir bebek bir fil. Meşhur Bahadır vefat edince yeni gözde İzmir fil oldu. Pardon pil :)



Deh deh çok güzel değilmi? Allah'ım bu dehdeh için ne ağladım yavrum. İlla dokunmak istiyor. Hatta yelesini sevecek. Ama kalabalıktan hayvan bile daralmış o an. Açıkçası korktum kötü birşey olacak diye !


 Bu güzelliklerde leyle ler :) Bu gıjııı olan leyle :) Bu satırları yazarken bile gülüyorum şuan. Alem bu çocuk milleti yahu :)  


Bu fotoğrafta ise bir züraşaşa görüyoruz. Yemekten sonra son anda çıkarken aldığımız yeni arkadaşımız. Ben bile bu yaşımda çok sevdim züraşaşa yı :) Ada'da bayıldı. Uyku arkadaşı olsun istiyorum kızımın. Bu konuda çalışmalarım var :)

Dediğim gibi güzel bir bayram günü,hafta sonu oldu. Ama yine bu geziden de çıkardığım bir konu var:

-Emre, Ada 5 yaşında olmadan bir daha doğal yaşam parkına gitme :)
Hem Ada'nın babası da öyle diyor :)






KIZIM BÜYÜYOR

Lilypie Premature Baby tickers