26 Temmuz 2012 Perşembe

Bıçağın Para Etmediği Yer!

İlginç bir başlık evet. Ama var böyle bir yer. Devlet Hastaneleri.
İki haftadır varlığını bildiğim ismi gibi çok ta masum olmayan sevgili çikolata kistimden en zararsız, sıkıntısız şekilde  kurtulmak için  bugün üçüncü kez bir doktora gittim, devlet hastanesine. Hiç tanımıyorum arkadaşımın o doktorun tıbbi sekreteri olduğunuda hastanede öğrendim. Şikayetlerimi, kistimi, özel hastane olmak üzere iki ayrı doktora gittiğimi, ilkinin bir ilaç verip 20-25 gün sonra tekrar muayene edeceğini, %80 ameliyatla alacağını, ikincisininde doğum doktorum olduğunu, onunda özel bir hastanede çalıştığını, SSK 'nın  karşılamadığı ve fiyatının 110 tl olduğu başka bir ilaç verip 3 ay ilaç tedavisini öngördüğünü söyledim.


"İki arada bir dere kalan vatandaş" sıfatıyla anlattım sıkıntımı. Ve doktor bey bana ameliyatla kist alınsada tekrarlayabileceğini, son kullandığım pahalı ilaç yerine SSK'nın karşıladığı, çok cüzi bir fiyatla alabileceğim bambaşka bir ilaçtan bahsetti!! Başka başka birçok şeyden de.  Dahası konuyu en ince ayrıntısına kadar bu şekilde ilk iki doktorumdan hiç biri anlatmadı. Can kulağı ile dinledim doktoru. Öyle tatmin edici ve benim en yalın anlayabileciğim dilden anlattı ki ilk defa tanıştığım bu doktor büyük bir güven   uyandırdı bende. Diğerleride hayâl kırıklığı ve şaşkınlık. Şuan doktorun bana anlattığı ve benimde anladığım  o konuşmayı tamamiyle aktaramıyorum buraya, cümleleri toparlayıp.

Başlıkta "Bıçağın Para Etmediği Yer" diye yazmamın sebesi ise Ada'nın en büyük halasının verdiği fikirdir aslında. Sağlık sektörünün bünyelerimizde yarattığı karmaşık hissiyat sebebiyle birde "özel olmayan" normal bir devlet hastenesi doktoruna görünüp sonuç almaya çalışmak! Bugün gittiğim devletimin doktoru kadar aklı selim (enazından bu konuda) çıkmadım diğer özel hastanelerden!! Bilinir, özel hastaneler size daha farklı davranır, yada ben öyle bildiğimi söylemek isterim. Evet bu güzel birşeydir. Doğumumu özel hastanede yapmamın sebebi budur. Amma velakin benim hastanedeki doktora güvenmemin ve özel hastane sıfatıyla daha rahat olmamın, hatta doktoruma güvendiğim için onu sevmemin ardında ticari amaç güdülmemeli!

Şaşkınım, bir okadar da bezgin. Biz kime inanalım, güvenelim. Sağlık insanın hayatında çok önemli biryerde. Hatta en önemli.! Sağlıklı olayım ki sağlıklı bir çocuk yetiştirebileyim, sağlıklı bir eş, sağlıklı bir  çalışan, üreten biri olabileyim. Ama böyle nasıl ?

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Bir İlk Daha


Bu yazımda bahsetmiştim. Çocuk huzursuzsa seni zorluyorsa gitme biryere arkadaş. Hatta sonrasında karar da aldım. "Çocuğun küçük otur evinde". Birde haftanın sadece birgünü evde kaldığın durumlar var. Babamızda dün evde olmayınca, uzun zamandır görüşemediğimiz bir  arkadaşımı davet ettim. 8 yaşında bir kızı var. Ada için de değişik bir kaç saat olur, eğlenir, oynarlar diye düşündüm. Yine yanıldım ben!

Sonradan iki arkadaş daha eklendi sohbete. "Pazar günü anne evde neşesi" kabus oldu resmen çocuk için. Ada bugünlerde olduğundan daha fazla hareketli. Yaz enerjisimi desem, rehavetimi (ters tepki) ya da yaşının getirisimi bilemedim?
Koltuklara çıkabildiği için çok sevinmiştim geçenlerde. Ama şimdi!
Mutfağa gidip gelmem ortalama 10 saniye de sürse odaya döndüğümde ya koltuk üzerinde buluyorum O'nu yada daha kötüsü televizyona ulaşamaması için televizyonun önünde bulunan sehpa üzerinde! Resmen yüreğim ağzıma geliyor. Cumartesi gecesi uyku saatini geciktirdik biraz. Pazar sabahı 10,30 da uyanarak beni şaşırttı ve mutlu etti. Kahvaltıdan bir süre sonra tekrar uyumak istedi. O sırada misafirler de vardı. Kâh balkonda kâh oda da olmaktan pert oldum resmen. Uyuyamadıkça ağladı, zırladı, eziyetleri tavan yaptı. Hatta bir ara koltuktan balkona çıkmak istedi.
Benim misafirlerime kahve yaptığım anda arkadaşlara "gözünüz Ada'da olsun" dememe rağmen küüütt diye bir ses ve hemen ardından bilmem kaç oktav ağlama!!! Ağzıma gelen yüreğimde ağzımdan  çıktı nihayetinde! Ve bir ilk daha yaşanmış oldu. 
Yavrum can acısı biryandan uykusuzluk biryandan birde sıcak!! Kahveyi yarım bırakıp hemen aldım odasına götürüp uyuttum. Ve de dedim ki  -Çocuğun küçük. Misafir davet etme!
Belki abartıyorum, belki büyütüyorum konuyu ama böyle. Madem Ada'yı doğduğundan beri bir düzene alıştırdın düzeni bozma o zaman! Uyudu uyandı. Bir güzel yıkadım, giydirdim, doyurdum ve onu büyük bir alışveriş merkezine götürdüm. Işıl ışıl içerisi, market arabasını çok seviyor :) Oturdu içinde, benim arabaya attıklarıma -Aaa, ayyy dedikçe güldük.Yeni kitaplar aldım kızıma. Eve geldiğimizde tek tek inceledik. Kitabını getir okuyalım diyince hemen kucağıma geliyor kitapla. Bir bir açıyoruz sayfaları. Henüz hikayeleri dinlemediği için ben resimlere göre uyarlıyorum hikayeleri. Harika dakikalar bunlar benim için :)) İnşallah daim olur. 
Günün sonunda özür diledim Elif Ada'dan. Bizim bir pazarımız varsa O'nunda bizimle geçirdiği bir pazarı var!
Ayıp ettim :(

20 Temmuz 2012 Cuma

İtinayla Şoka Girilir!

Benim bu kist yazılarım yazı dizisi olucak gibi!
En son salı günü gitmiştim doktoruma, ve tahlillerimin sonuçlarını perşembe günü alacağım diyerek çıktım odadan. Dün telefonla aradım sonuçları almak için.
Dediği şey şu oldu.
-Emrecim biliyormusun tahlilinde ne çıkmış?
-Ne çıkmış Figen hanım?
-Çok düşük değerlerde de olsa pozitif gebelik!
-Hönkkkk....!!!! Nasıl yani?

Son on gündür şok üstüne şok yaşıyorum. Normal bir kontrol için gidiyorum 5 cm'lik nur topu gibi bir kistim olduğunu öğreniyorum. Tek doktorla kalmıyayım, doğum doktoruma da gidiyim diyorum, hem kistim hemde kan değerlerimin gebelik gösterdiğini öğreniyorum.! Hatta kist diye saptanan şeyin belkide dış gebelik olabileceği ihtimalinide duyuyorum!!! Riske edemiyor tabi doktorum hemen çağırdı bugün hastaneye.
 Gittim, kan tahlili verdim. Öğleden sonra sonuçları aldım. Tabii öğleden sonra olmak bilmedi.
Sonuç olarak dün 35,66 olan Beta-hcg değerim bugün 14,86 çıktı.
Değer düşmüş, muhtemelen dış gebelik varsa gidecek,kullandığım ilaç ve yaşadığım stresten hormanlarım dengesizleşmiş olabilirmiş :) Doktor aynen böyle söyledi.
 1 hafta sonra tekrar tahlil vericem. Birer gün arayla damar yoluyla aldığım demir eksikliği tedavisi iğneleri kana dönüştüyse 1 tüp kan, tahlil derken onlarda gidecek  korkarım :)

Bu bloğu kızıma yazıyorum aslında. Ama benden de okuyacağı birkaç şey olsun istedim. 
Ada'yla ilgili yazamadım son zamanlarda. Kendisi şükür bomba gibi. Dün bir tane kuçukuçu dişi çıkmış. 8 dişi olan ve hergün büyüyen, son günlerde sürekli koltuklara çıkan, çıktı diye çılgın gibi sevinen kızımmmm :)

Herkese hayırlı ve bereketli  Ramazanlar diliyorum.  Kendime ve şifa bekleyen herkese bu mübarek ayın hürmetine acil şifalar.

17 Temmuz 2012 Salı

Bugün O'nu Yine Gördüm!

Bu sabah doğum dokturuma gittim ve bir nebze de olsa rahatladım. Şikayetlerimi anlattım vede çikolata kistimle onuda tanıştırdım. Bu sebepten, bende içimde bir yerlerde bulunan, biranönce kaybolup, defolup gitmesini istediğim kistimi gördüm!  Doktorumun onlarca kez tanışmışlığı var bu kistlerle. O bir doktor neticede.
İlk gittiğim doktor reçetede yazdığı ilacı bir ay kadar içip kontrole gelmemi söylemişti. 
Beni 9 ay boyunca yakından tanıyan, inceleyen doğum doktorum ilk gittiğim doktora göre daha rahat olmamı sağladı.  En azından pat diye -evet ameliyat %80 şart demedi !
İlacımı değiştirdi ve üç ay boyunca bu ilacı kullanmamı söyledi Ama ilki 25 gün kadar kullanım önerdi. Ve farklı ilaçlar!
Sağlık sektörü biraz garip bir sektör galiba! Bu doktorların ikisede aynı yemini etmedimi!!
Kendi doğum doktoruma güvenip, kan tahillerimi verip sonuçlarını perşembe günü  öğrenmek üzre odasından çıktım. 3 ay kısa bir zaman değil. İnşallah bu ilaç işe yarar ve ameliyata gerek kalmadan içimdeki kist kistliğini bilir ve gider!
-Amin..

13 Temmuz 2012 Cuma

Bana Biraz İyi Dileklerinizi Gönderir misiniz?

Büyüdükçe küçükken daha cesur olduğumu düşünüyorum! Yada küçükken  farkında değildim hiç birşeyin, o yüzden korkmuyorum diyorum..
2 gün önce doktora gittim. Ve - ameliyat olmalısınız cümlesini duyup odasınıdan çıktım.
Sağ overimde 5 cmlik çikolata kistim olduğunu vede ameliyat ile alınması gerektiğini öğrendim. İlk olarak 1 ay ilaç tedavisi ile küçülüp küçülmediğine bakacak doktorum. Ve de kan değerlerimin de çok düşük olduğunu söyledi. Öncelikle 10 gün boyunca kan iğneleri alıcam serumla. Demir eksikliği tedavisi için. Kansızlığımda var yani. Öyleki son zamanlarda yorgunluk, uykusuzluk, huzursuzluk, halsizlik gibi çeşitli sıkıntılarımın sebebi! Hiç beklemediğim bir sonuçla karşılaşınca ve doktorun odasında kendimi sıktıkça dışarı çıktığımda gözyaşlarıma hakim olamadım en doğalından!
Eşim de beni ağlarken görünce şaşırdı tabi.. Erkekler daha güçlüler bence kesinlikle. %80  ameliyat dedi doktor, yaklaşık 1 ay kadar ilaçın etkisini bekliycez. Dün ilk serumu damardan verdiler. Birer gün arayla ilk etapta 5 gün alıcam bu serumu. Gittikçe ağzımda metalimsi bir koku oluştu. Çok canım sıkıldı serumun bitmesini beklerken çünkü 2 saat sürdü!!
 En kısa zamanda kendi doğum doktoruma gitmeyi planlıyorum. Birtek doktorun demesiyle hernekadar küçük bir ameliyat olsada bıçak altına yatmak istemiyorum!!
Bol bol dua ediyorum. Sizden de ricam bu.
Bana iyi dileklerinizi, dualarınızı gönderir misiniz?

10 Temmuz 2012 Salı

Biraz Anne Biraz Baba

Dün akşam birkez daha idrak ettim ki,
"Çocuğun keyfi yoksa yapacağın işten, gideceğin yerden bir medet bekleme"
Hem çalışıp hemde çok sosyal olmak henüz bana göre değil galiba. Yada Elif Ada'nın biraz daha büyümesini, ortama ve olaylara ayak uydurmasını bekliycem. Çok yakın bir arkadaşımın davullu zurnalı kına gecesi etkinliğe katıldık Ada hanımla! Daha doğrusu katılmaya çalıştık. Zira hem uykusuz hemde karnı aç olan kızım ortama sadece 5 dk uyum sağlayabildi. İlk defa gitmedik birlikte düğüne derneğe ama dediğim gibi çocuk husursuz yada istemiyorsa orada bulunmak çok zor.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Büyüyor Galiba :)


Hamileyken ne çok merak ederdim seni. Özellikle yüzünü ve sesinin tonunu. Son kontrollerimizin birinde
dokturumuza -lütfen yüzünü çok görmek istiyorum, özellikle yüzünü demiştim. Doktorum -korktuğun birşey mi var? diye sormuştu. Artık ben nasıl ve ne denli istediysem yüzünü görmeyi.
9 aylık hamileliğim boyunca sadece bir kez sarı saçlı mavi gözlü erkek bebek görmüştüm rüyamda.
Karnımın hemen üzerinde, göğüs kafesimin altında küçük bir pencere olsada usulca açıp seyrelesem "içimdeki canı" derdim! Hayâl dünyam mı  çok geniş? Yoksa gerçekten hormonlarım tavanmı yapmış o zaman bilmiyorum :)

6 Temmuz 2012 Cuma

Hayattaki En İyi Şeyler Bedavadır!



Facebook'ta böyle bir kareye takıldı gözüm.  Ne kadar doğru, ne kadar haklı!

İlk gözüme çarpan "Aile" 
Birçok yorum yapılmış. Aile olabilmek için para gerek, aşk yaşayabilmek için para gerek!! diye
Yorum yapmıycam :) sadece katılmıyorum kendimce.

Aileme olan sevgimin hiç bir TL karşılığı yok, hatta döviz, hatta bono, hatta kıymetli taşlar, hatta euro. 
Sevdiklerime sarılmamın, onları öpmenin, onlarla uyuyabilmemin, beraber kahkalarla geleceğe güzel anılar biriktirmemin..



2 Temmuz 2012 Pazartesi

Bir Başlık Bulamadım!

 

   Beni son zamanlarda öyle rehavetli konular sardı ki, kendi kendime kalıp düşünürken sıkıntıdan boğuluyorum. Çok önemli, çok ince, çok ayrıntılı bu konular. Aslında buraya sosyal içerikli mesaj gibi şeyler yazmak istemesemde bunları not etmek istedim. Çünkü dün kayınvalideme bu konulardan dert yanarken  buldum kendimi. "Kendine dök içini rahatla" dedim.

   Bir sosyallik (!) aldı başını  gidiyor, facebook mesela en başında, twitter sonra. Ben yokmuyum oralarda? Varım evet. Herkes de olabilir. Bence son yılların en iyi iletişim aracı her ikiside. Doğru ve ihtiyaca karşılık kullanıldığında. Ama  çok üzülerek seyirci olduğum bazı konular var.

KIZIM BÜYÜYOR

Lilypie Premature Baby tickers